25 Nisan 2014 Cuma

SUDOCREM (bebek bakım kremi)

herkese kocaman bir merhaba :) bugünki yazım, mucizevi krem ünvanını almış ve haketmiş olan ''sudocrem'' ile ilgili bir yazı olacak. malumunuz olduğu üzere, enbüyük cilt sorunlarımızdandır yüzümüzde çıkan sivilceler, akneler. heleki şikayetçi olan kişi yetişkinliye geçiş yapıyorsaki bu döneme ergenlik diyoruz :) sivilceler daha bir inatçı ve başedilemez bir hal alıyor. 
efendim gelelim bizim hikayemize. 12 yaşında olan kızım sivilcelerden çok şikayet ediyordu. cildinin temizliyine öyle özeniyorki, sanki yüzünü yıkadıkça tonikledikçe sivilceler dahada azıyordu. tamamen ergenlikle alakalı olmsına rağmen bizim evde büyük bir sorun haline gelmişti, taki birgün internetten bunun araştırmasını yaparken, ünlü cilt uzmanı PERVİN DİNÇER'in bir iki videosuna rastlayana kadar. ünlü cilt uzmanı bu kremden mucizevi pişik kremi diye bahsediyordu. nerdeyse her türlü sıkıntıya deva diyebilirim. biraz daha araştırma yaptığımda kullananların büyük bir memnuniyet içinde olduğunu gördüm. sivilceler başta olmak üzere pişik, kızarıklık, egzema, güneş yanığı, vs. birçok soruna çözüm bulan bir krem, hiçbir cilt sorunu olmamasına rağmen bakım kremi olarakta tercih edenler var. ebende doğal olarak hemen bir eczaneden ürünü temin edip kızımla birlikte kullanmaya başladık, sonuç beklentilerimi karşıladı diyebilirim.
başka kremlere nazaren katı bir yapıya sahip, kireç gibi, kremi cildinize sürdüyünüzde hafif beyazımtrak bir renk bırakıyor. gece uyumadan sivilcenize sürün, sabaha sivilce tam olarak geçmese bile direncini yitirmiş ve pes etmiş durumda olduğunu göreceksiniz, bendeki 125g. olanı gerçekten iddalı bir krem, tavsiye ederim...

21 Nisan 2014 Pazartesi

puantiyeli oje deseni

sıkıldığım bir anda bu uygulamayı yapmak istedim ama tam ben başladımki küçük oğluşumun huysuzluk edeceyi tuttu bense ısrarla ojemi yarım bırakmadım inadım inat :) acele ve özensiz uygulanan bir oje deseni, ama olsun ben yinede paylaşmak istedim şurda biz bizeyiz demi ;)
gabrinin elegant 330 numaralı ojesini iki kat sürdüm ve kuruttum...
puantiyeleri uygulamada küçük bir fırça yardımıyla, akrilik boya kullandım. fırça yoksa tel toka yada kürdan işinize yarıycaktır...
işte sonuç :) puantiyelerden sonra iki kat tırnak jilası sürdüm, neden iki kat ? dediyinizi duyar gibiyim :) çünkü akrilik boya suya çok dayanıksız olduğundan tek kat onu korumaya yetmiycektir. yüzük parmağımdaki parlak taş dikkatinizi çektimi bilmem, onu jilayı 2kat sürdükten hemen sonra tırnağıma sabitledim ve kurumasını bekledim. puantiyeli oje desenimde böyle oldu, gayet basit ve hoş bir uygulama, umarım beyenirsiniz sevgiler...
 

14 Nisan 2014 Pazartesi

iyi hissetmek ve iyi görünmek için...

bir çoğumuz çevre, arkadaşlar ve ailemiz tarafından her anlamda iyi görünmek, övülmek ve takdir edilmek isteriz, bayanızya her anlamda bir yarış haline gireriz :) bu durumu seviyorumda olumlu konularda yarış haline girmek bizi ilerletir, yararı vardır zararı yoktur, yasizce?..
peki dışarıya karşı nasıl iyi görünebiliriz bunun mutlaka bir sırrı olmalı. bakın mükemmel ve dört dörtlük görüntüden bahsetmiyorum, sonuçta vitrindeki manken bile dört dörtlük deyildir. gelin iyi görünmenin sırlarını araştıralım ve bir gözden geçirelim...


benim için bir bayanın içten tebessümü, gülüşü onu güzel gösteren en büyük etkendir. makyajlı ama asık suratlı bir bayan düşünsenize o boya onu güzel göstermeye yetecekmi dersiniz? tabiki hayır güzellik bir bayanın içinde ruhunda olmalı makyaj sadece kusurları kapatmak için uygulanmalı, en azından benim düşünem bu yönde...

pozitif olun, herkesin kendine göre sorunları vardır elbet, ama bu sorunları büyütüp büyütüp dert edinmek depresif hale gelmek, sadece kendimizi deyil çevremizdeki insanlarıda sıkmış, dışardan kendimize olumsuz bir bakış açısı yaratmış oluruz. sorunlar karşısında çok sıkılıp üzülmektense daha yumuşak davranıp o sorunlarımızın çözülebileceyine inanın. polyannacılık oynayın demiyorum ama bazı sorunlarada dünyanın sonuymuş gözüyle bakıp onları dahada büyütmeyin, aksi halde çok sıkıcı bir insan olursunuz...

espiri yapın en azından bir mizah anlayışınız olsun. bu durum dışardan sizi izleyenlerde, eylenceli ve hayat dolu bir izlenim yaratacaktır. eyer bunları yapamıyorsanız fazlada zorlamayın sonuçta bu tarz kişisel karakterler insanın içinden gelmeli. eyerki siz espiri yapamıyorsanız size karşı yapılmış bir espiri veya şakaya surat asmak yada kızmak yerine, daha mülayim davranıp ufak tatlı bir karşılık ve gülümsemeyle karşılık vermeyi deneyin, bu durum sizin daha zarif ve anlayışlı görünmenizi sağlıyacaktır...

işte dışarıya karşı iyi bir görüntü sağlamanın bir kaç yolu. kişiliyinizden asla taviz vermeyin, ama yalnız ve içine kapanık olmaktansa, daha iyi görünmeye çalışmak ve daha iyi görünmek önce bizi, sonra çevremizdeki insanları mutlu edecektir ;)..

12 Nisan 2014 Cumartesi

lahmacun

namıdeyer antakya pizzası, aslında lahmacun'dur kendisi :) güzel memleketime ait bir yöresel yemek daha. eşim ve çocuklarımın çok severek yediyi bir yemek. hiç vakit kaybetmeden tarifine geçelim...

iç malzeme:

300 gr. kıyma
4 domates
3 kuru soğan
1 demet maydanoz
1 yemek kaşığı domates salçası
yarım çay bardağı sıvı yağ
2 yemek kaşığı nar ekşisi
1 çay kaşığı tuz


iç hazırlama:
domates, soğan, ve maydanozları incecik olana kadar robottan geçirip, bu zerzevatı kıymaya katıp karıştırıyoruz. daha sonra salça, yağ, nar ekşisi ve tuzu'da katrak tekrar karıştırıyoruz. son olarak bu lahmacun içi'ini çevredeki herhangi bir fırına veriyoruz, bundan sonraki işlem fırıncı abide :)

not: eyerki lahmacununuzu evinizde yapmak isterseniz, yoğurup dinlendirmiş olduğunuz hamuru, istediyiniz boyutlarda küçük parçalara ayırıp tekrar dinlendirip o hamurları açarak, lahmacun içini üzerine yayıp
evinizdeki fırınınızda dilediyiniz şekilde pişirebilirsiniz... afiyet olsun :)

10 Nisan 2014 Perşembe

garnier bb krem

arkadaşlar, günlük kurtarıcı ürünlerimden olan bu kremi, memnun kalıp yazmamak olmazdı. yenilenen formül ve ambalajı ile tek kelimeyle gönlümü fethetti.
hem nemlendirici hem kapatıcı görevini görüyor, akışkan yapılı olan bu ürünü uygularken, cilde iyice yedirilmeli. ben genelde uygulamasını elimle yapıyorum ama dilerseniz beauty blender tarzı süngerlerden yardım almanızda mümkün.
ince bir yapısı olduğu halde, bir bb kreme göre kapatıcılığını gayet beyendim. bende sivilcelenme yapmadı, garnier gözaltı bb krem rol-on gibi, hemen hemen günlük kullandığım ve kurtarıcım olan bir ürün. çok yağlı ciltlerde uygulamadan sonra hafif pudra ile üstünden geçilmesi daha sağlıklı olur, çünkü biz zaman sonra t bölgesinde yağlanmadan dolayı parlama olabiliyor.

açık ve orta ton olmak üzere 2 renk seçeneyine sahip.

5 özel etkiye sahiptir:
1) 24 Saat nemlendirir. 2) Cildinizdeki kusurları düzeltir. 3) Cildinizi aydınlatır. 4) Cildi güneşin zararlı UV ışınlarından korur. 5) Rengi eşitler.
 
 
 
 

7 Nisan 2014 Pazartesi

elegance swarovski

yaz + güneş= güneş gözlüyü :) yaz aylarında en çok ihtiyaç duyulan bir ürün, e haliyle gözlerimizin sağlığı açısından önemli bir konum taşıyor. bu konuda çok şanssız olmalıyımki, herdefasında aldığım güneş gözlüyüm ya kırıldı yada tamir edilemiycek bir şekilde eyilip büküldü (daha bir sezon ya kullanmışımdır yada kullanmamışımdır) bu aldığım gözlükler 50 yada 60 tl. civarıydı. bu sefer paraya kıyıp kaliteli bişey almak istedim. aslında bu güneş gözlüyünü görüp denekdikten ve kendisine aşık olduktan sonra, tamamen optik mağazasında alınmış bir karardı :) güneş gözlüyünün aynı zamanda bir aksesuar görevinide üstlenen bir ürün, işte bu düşünceyle üzerindeki o pırıldayan swarovski tşları beni tek kelimeyle cezbetti. ayrıca polarize camları güneş ışığını daha iyi süzdüyü için gözlerimize zarar vermiyor buda benim için olumlu bir etkendi. kemikten dış görüntüsü bal, iç rengi ise açık krem. katalog fiyatı 400 tl, ama tanıdık bir mağaza olduğundan ben 350 tl'ye aldım...




5 Nisan 2014 Cumartesi

garnier gözaltı bb krem roll-on

efendim, bb krem formunda olan bu ürün, makyaj yapmadığım günlerde tek kurtarıcım diyebilirim. gözaltı morluklarından şikayetçi bayanlardanım :( buyüzden markete bile giderken kapatıcı tarzı bişeyler sürmeden çıkamıyorum neyazıkki; işte tam o anda elimin gittiyi tek ürün olduğundan, ve beklentilerimi hemen hemen karşıladığından, yazısını yazmaya karar verdim...
 
5 etkiyi bir arada sunuyor
1- koyu halkaların ve torbaların görünümünü azaltır
2- yorgunluk belirtilerini gizler
3- pürüz ve çizgileri gizler
4- ışıltı verir
5- nemlendirir

evet bütün bu vaat ettiklerini sunuyor sürdükten sonra çizgilere dolmuyor, sağlıklı ve canlı bir görünüm kazandırıyor. benden aldığı tek eksi puan çok yoğun kapatmıyor, hafif bir yapısı var, işte tamda buyüzden hiçbirşey sürülmemişçesine doğal bir görüntü veriyor, ama çok koyu halkaları olan bayanların beklentisini karşılarmı, bilemem...
ucunda ürünü sürmeye yardımcı olan metal bilye bulunuyor. kapatıcılığını net görebilmeniz için, bileyimin iç kısmına sürdüm. ve fark ortada...
 
gündelik hayatta, makyajsız çıkmak zorunda kaldığınız günlerde örneyin spor vs. gibi zamanlarda imdadınıza yetişecek bir ürün, deneyin derim ben :)

4 Nisan 2014 Cuma

dondurulmuş limon

çok bilmiş ukala :D evet limondan bahsediyorum. kendisi çok şey biliyor ve bildiklerini üzerimizde bıraktığı olumlu etkilerle ispatlıyor. ama ekşi tadından gelen kendini beyenmişliyide unutmamak lazım:) limonun bu genel durumundan esinlenerek adını ''çok bilmiş ukala'' koydum :D...
arkadaşlar tabiki bu işin espirisi. limonun faydalarını saymakla bitmez ama bir püf noktası varki paylaşmadan geçemiycem. bilinçli tüketiciler limonun kabuklarıyla beraber tamamının tüketilmesi gerektiyini savunuyorlar, haksızda sayılmazlar. bende bir yazıda okuduğum dondurulmuş limon'u uyguladım sonuç çok olumluydu ve sizinle paylaşmaya karar verdim...
yıkanmış limonu bir bütün olarak buzlukta dondurun. kullanacağınız zaman donmuş limonu ince rendeden geçirin ve nasıl tüketmek istiyorsanız o şekilde tüketin ister salatanızın üzerine serpiştirin, ister yemeyinizde, yada çorbanızda, içkinizde, dondurmanıda, tercih sizin. daha önce hiç karşılaşmadığınız ferah mayhoş karışımı olan bu lezzetten vazgeçemiyceksiniz...
tamanını tüketmemiz gereken bu gizli hazinenin, kabuklarını ziyan etmek, hem ona hem bize haksızlık olurdu...
c vitamini ile ünlü olan limonun aynı zamanda kanser hücrelerini öldürdüyünü biliyormuydunuz. kemoterapiden daha etkili olduğunu savunanlar bile var. hatta bazı laboratuvarlar bunun için ''limon özütünün sentetik versiyonunu'' üretme uğraşı içindeler, takdir sizin...

2 Nisan 2014 Çarşamba

zımbalar

eyer okuduysanız moda anlayışım başlıklı yazımda zımbaları örnek göstermiştim. hazır zımba demişken, onlarla ilgili bir yazı yazmadan geçmek olmazdı...bildiyiniz gibi bu sene metalik aparatlar, accayip tren olmuş durumda. çivi, kurukufa, heleki bir zımba modası varki, hayatımıza çok hızlı bir giriş yaptı ve çığ gibi büyümeye devam ediyor. kıyafetlerimizin detaylarında kullanılan altın ve gümüş ile sınırlı kalmayıp, farklı renkleride piyasaya sürülmüş durumda. ışıltılarıyla adeta göz kamaştırıyor. gömlek yakalarında ve sırtlarında, omuzlarda, vatkalarda. yani bir giyside akla gelebilecek her yerde ayrıntı olarak kullanılabiliyor.bu durum kıyafetlerle sınırlı kalmayıp takılar, ayakkabılar, hatta ve hatta telefon kılıfları üzerinde bile uyarlanabiliyor. okadar geniş bir yelpazeye sahipki, üçgen, piramit, yıldız, kalp, oval, basık ve dikenli, olmakla birlikte her zevke hitap ediyor ...
öğrendiyim kadarıyla sözkonusu olan zımbalar, kullanılmak istenen ürünün üzerinde üç şekilde sabitleniyor;
1- çivili zımbalar...
2- yapışarak sabitlenen zımblar...
3- boncuk tarzı delikli zımbalar...
sizde gardrobunuzu elden geçirip, yeni olmakla birlikte, kullanmadığınız giysilerinizin üzerinde bu minik aparatları uygulıyarak, kıyafetlerinizi hem apayrı bir havaya sokmuş, hemde büyük zevkle kullanacağınız hale dönüştürmüş olursunuz. aynı zamanda modayı yakalamış olursunuz...

31 Mart 2014 Pazartesi

ev yapımı ağda

havalar ısınmaya başladı, artık yaz mevsimine hazırlık yapma vakti. bayanların problemlerinden olan istenmeyen tüylerden ev ortamımızda ve kendi üretimimiz olan ağdayla kurtulmaya ne dersiniz?. ilk tercihiniz sir ağda, yada pratik kullanımından dolayı epilasyon aletleri olabilir, ama bu uygulamanında aklınızın bir köşesinde bulunmasında yarar var. birgün ihtiyaç duyarsınız ve imdadınıza yetişir :) ev yapımı ağda tarifime hemen geçiyorum...

malzemeler:
1 çay bardağı toz şeker yada esmer şeker
1 buçuk çay bardağı su
yarım çay kaşığı limon tuzu

yapılışı:
önce bir kaba suyu ve şekeri koyup karıştırarak 7-8 dakika kaynatıyoruz. daha sonra limon tuzunuda ilave ederek, karışım sarı kahve rengini alana kadar kaynatıp ateşten alıyoruz. son olarak ıslattığımız temiz mermerin üzerine sıcak ağdayı döküp ılımasını bekliyoruz. daha sonra ellerimizi ıslatarak aldığımız ağdayı, oyun hamuru gibi uzatıp çekiştirerek özleşmesini sağlıyoruz, bu işlemi 2-3 dakika uyugladıktan sonra, ağdayı kullanıma hazır hale getiriyoruz...

28 Mart 2014 Cuma

adet (regl) sancıları

biz kadınlar her ay adet sancılarıyla başetmek zorunda kalıyoruz, sadece fiziksellikle kalmayıp ruhsal durumumuzuda olumsuz etkilemekte, e doğal olarak sosyal hayatımızın neyazıkki, kalitesi direk düşüşe uğramakta. doğanın kanunu yapacak bişey yok. ağrılarımızı hafifletip bu süreci daha keyifli hale getirmek birazda bizim elimizde. gelin bu sancıların alternatif tedavilerine bir göz atalım...


1- basit ağrı kesiciler...

2- sıcak banyo veya ayaklara sıcak uygulama...

3- sıcak bitki çayları ( nane limon, yeşilçay, ıhlamur vs.)...

4- hafif egzersizler...

5- ağrıyan bölgeye hafif masaj...

6- düzenli uyku, gerginliyi azaltacağından ağrılarınızıda kontrol edecektir...

not-1: karın bölgesine çok sıcak uygulamayın, eyer karın içerisinde bir iltihaplanma varsa, bu sıcaklık bölgedeki iltihabın yayılmasını sağlayıp, sizi ciddi bir sağlık sorunuyla karşı karşıya bırakacaktır...

not-2: bu alternafilerin tümünü yaptığınız halde hala ciddi ağrılarınız varsa doktorunuza başvurun...

moda anlayışım

arkadaşlar sizin moda anlayışınızı bilemem ama, benim moda anlayışım yakışandır. budurumdan okadar müzdaribimki şikayetlerimi sizlerle paylaşmaya çalışacğım. modayı yakından takip ediyorum, neden mi?
bizim insanımızda ve özellikle kadınımzda bir durum varki hiç hoşuma gitmeyen. gün yüzüne çıkan gündemde olan modayı (takı, giysi, ayakkabı, toka ve diyer detaylar) uygulmak, hatta uygulamakla kalmayıp çok fazla üzerine düşmek tek kelimeyle beni bayıyor. yakışıp yakışmaması önemli deyil, tarzınımı yansıtmıyor. takan kim? yeterki moda olsun, trend olsun...
oysaki bizi biz yapan, bize has olan tarzımız deyil midir? inanın bana kıyafetleriniz aksesuarınız kişiliyinizi yansıtacaktır. yeterki aynaya bakın ve kendiniz olun. siz neyseniz onu giyinin, onu takın, makyajınızı ona göre yapın, siz bu şekilde varsınız bu şekilde kalitesiniz. düşünsenize taşıyamıyacağınız bir kıyafeti sırf moda olduğu için giydiniz, bu sizi komik duruma düşürüp üzmekten başka hiçbir işe yaramıyacaktır. duruşunuzu modaya kurban etmeyin. elbetteki günün modası size hitap ediyorsa, bu durumdan yararlanmak sizinde hakkınız...
bir başka rahatsız olduğum konu ise, durumu iyice abartmak. örnek verecek olursam, mesela şu dönem modası olan zımbalar gayet hoş, ama hiç kullanmadığım halde bende bir bıkkınlık yapmış durumda. günboyu gördüyüm bayanların yüzde 80'inin üzerinde görürsem haliyle itici gelmeye başlar. gerek takılarda olsun, gerek kıyafet detaylarında;
kendimden bahsedecek olursam; modaya uymayı seviyorum, ama bana yakıştığı ve abartmadığım sürece... umarım mesaj alınmıştır ;)
 okadar sık karşılaştığım bir durumki, moda olmaktan çıkıyor ve sıradanlaşıyor, işte bu yüzden, konu yazısını yazmaya karar verdim. hayır, bırakında bazı şeyler tadında kalsın, demi :)

26 Mart 2014 Çarşamba

şan tatlısı (irmik tatlısı)

bugün bir tatlı krizim tuttuki sormayın :) hemen kendimi mutfağa attım ve malzemelerimi kontrol ettim, malzemesi eksiksiz tastamam olan şan tatlımı yapmaya karar verdim :)  e buyrun  tarifim...
malzemeler:
500 gr irmik (gramajı belirsizse 2 kase)
2 kase şeker
2 kase yoğurt
1 çorba kaşığı un
yarım çay bardağı sıvı yağ
2 kabartma
2 vanilya
30 gr. çam fıstığı
bir yemek kaşığı tere yağı
darçır, ceviz, fındık, fıstık, hindistan cevizi (isteye göre)

şiresi:
2 su bardağı şeker
2 buçuk su bardağı su
bir halka limon

yapılışı:
irmik, şeker, yoğurt, un, sıvı yağ, kabartma ve vanilyayı derin bir kapta iyice çırpıyoruz, karışımı 3'lü paslanmaz tepsilerin en büyüyüne döküp, tepsiye iyice yayarak 160 derecede pişiriyoruz.  özleşene kadar kaynattığımız şireyi, tepsideki dilimlenmiş irmiyin üzerine döküyoruz. daha sonra tepsiyi soğumaya bırakıp, bir tavada tereyağıyla çam fıstıklarını pembeleşene kadar kavuruyoruz.  soğumuş ve dilimlenmiş olan tatımızın üzerine fıstıklarıda bir kaşık yardımıyla ekleyip servis ediyoruz. eyer kilo probleminiz yada diyabet gibi hastalığınız yoksa mükemmel bir tatlı mutlaka deneyin derim :) afiyet olsun...

25 Mart 2014 Salı

maybelline lasting drama gel eyeliner

aslında tereddütle almış olduğum bir ürün. yağlı bir cilde sahibim ve bugüne kadar siyah kalem, siyah sürme gibi ürünleri kullandığım zaman, gözkapağımda dağılma sorunu yaşadım (sürmeden önce sabitleyici kullandığım halde). bu sorun yüzünden, likit eyeliner'ler hep faorim olmuştur, taki maybellin'in jel eyelinerını keşfedene kadar...
cildimdeki yağlanma yüzünden bu üründede sorun yaşamadım deyil, korktuğum başıma geldi. maybelline eyelinerı sürdükten sonra, iyice kurumadan gözlerimi açtığımda, bulaşma yaptı. lakin hemen ikinci bir denemeyle, bu sorunu kökünden çözdüm. tek yapmanız gereken sürdükten sonra, iyice kurumadan gözlerinizi hemen açmayın bir iki dakika bekleyin...
efendim, ürünün kalitesine gelirsek; benim almış olduğum ürün, 01 numara Intense black rengi; jelformüllü, 24 saat kalıcı, yoğun renkli, olduğunu iddia eden bu ürün, iddialarının hakkını veriyor, vaad ettiklerini sunuyor gerçekten. fırçaya hemen geliyor, göz üstünde uygularken rengini hemen veriyor, çok yoğun bir siyah, tam istediyim türden bir eyeliner...
jel formüllü bu ürün, her şekle müsait. ister ince sürün, ister kalın; ister kuyruklu yada kuyruksuz, tamamen zevkinize ve marifetinize kalmış bişey. yanlız kutudan çıkan fırçasını çok işlevsel bulmadım ama yeni başlıyanlar için idare eder...
sonuç itibari ile ürün mükemmel...


''görüntü kalitesinden dolayı affınıza sığınıyorum''

23 Mart 2014 Pazar

AVON RUJ true color

true color parlak serisinden, rengine bayıldığım bir ruj ile karşınızdayım. bu yazıyı bir an önce yazmak istedim, çünkü ürünün; iyimi? kötümü? olduğuna bir türlü karar veremedim. resmen kendimle çelişki yaşıyorum. işte buyüzden, ürünü burdan size anlatmayı; sonuca ise, sizin karar vermenizi istedim...

efendim, renk olarak harika ötesi bişey, bana yakıştığından mıdır? bilmem, koyu ruj hayranlığım üstderecede. rengi beyenmek kolay nasılsa seçerek aldım, ayrıca dudaklara iyi nem veriyor, ordanda yırttı, ama rujun başka bir marifetide yok gibi :( ben bu ruju true color ''parlak'' serisinden aldım. içinde pembe sim parçacıkları barındırıyor ama fazla kalıcı deyil, rendi gitti dudağımda simleri kaldı. sürerken rengini hemen vermiyor biraz uğraştırıyor. sonuç bu, buyrun siz karar verin :)

not: kodu merak edenler için (true color parlak ''fuchsia fever 18554'')

22 Mart 2014 Cumartesi

limon ile el ve yüz bakımı


limon deyince, akla ilk gelen ekşimsi histir :) genelde salatada kullanılan limonun nelere kadir olduğunu tahmin bile edemezsiniz. yağlı bir cildinizmi var, bu karmaşık bahar havası ellerinizimi kurutuyor, yada tırnaklarınız çok sarı ve sağlıksızmı görünüyor. mucize niteliyinde olan limon şikayetlerinize son verecektir...
uygulaması gayet basit ve pratik. ellerinizi rahatça sığacak derin bir kase içinde 1 adet kabuklarından soyulmuş limonu dilim dilim doğrayın...


1- yağlı bir yüze sahipseniz buzdolabında bekletilmiş bir limon dilimi yüzünüzün tüm bölgelerinde gezdirin. limonun içinde barındırdığı asit, yüzünüze zarar vermeden yağlanmalarla bir savaş içinde olmakla beraber, kazanan asit olacaktır ve yüzünüzü hem yağlanmalardan hemde siyah noktalardan kurtaracaktır. aynı zamanda limonun zengin vitaminleri (c,a,b) cildinizi besleyerek sağlıklı ve canlı görünmesine neden olacaktır. peki neden soğutulmuş limon? yüzümüz fazla hassas olduğundan, uygulama esnasında hafif bir yanma hissi olacaktır, ama soğukluk bu hafif yanma hissini ortadan kaldırmaya yeterli olacaktır...
2- elleriniz kuruysa ve tırnaklarınız sarıysa, derin kabın içindeki doğranmış limonları ellerinizle ezin çamurla oynarcasına oynayın limonla. parmak aralarınızı, tırnak ve tırnak kenarlarınızı, avuçlarınızı iyice limonla ovuşturun. bu işlemi 20 dakika boyunca peeling yapar gibi uygulayın. fazla söze gerek yok, ellerinizi yıkayıp kuruttuğunuzda mucizeye birebir şahit olacaksınız...
3- dirsek, diz, taban, bakımında ise, ellerinize uyguladığınız işlemin aynısını tekrarlamanız yeterli olacaktır...

AVON RUJ true color

true color saten serisinden olan siparişim, biraz gecikme ile bugün elime geçti. tabiki ilk işim onu dudağıma sürüp bende bırakacağı rengi görmek oldu. sonuçtan renk olarak memnun kaldım, kalıcılığı ise orta denecek derecede, ayrıca rengini hiç uğraştırmadan verdi...
her nekadar nude, şeftali, rujlar moda olsada, ben koyu ruj tutkumdan vazgeçemiyorum, slogan neydi kızlar ''moda yakışandır'' ;)



not: kodu merak edenler için (true color saten ''wine with 18539'')

amvay artistry kozmetik fırçalarım

bilinidiyi gibi son zamanlarda makyajı fırçalarla uygulamak, bayanlar arasında oldukça yaygınlaşmış durumda. bende makyajımı fırçalarla uygulamaya karar verdim... fırçadan önce makyaj uygulamasında çokmu çaresizdim; hayır, makyaj kötümü oluyordu; tabiki hayır... tek kullandığım fırça allık fırçasıydı onun dışında farımıda, pudramıda süngerle uyguluyordum fondötenimi ise ellerimle uyguluyordum. gayette güzel iş çıkarıyordum... fakat bu durum cildimin sağlığı için hiçte hijyenik sayılmazdı ve fırçalara yatay bir geçiş yaptım :) küçük bir araştırmayla kaliteli fırçaların dudak uçuklatacak fiyatta olduklarını öğrendim ama bu bana fazla gelirdi, nihayetinde 3 çocuklu bir ev hanımıyım ve görevlerimden bir taneside ekonomi ;) ucuz fırçada alamazdım, beni yarıyolda bırakacak bir ürün olacağından verdiyim para azda olsa çöpe gitmiş olacaktı... aslında hayalimdeki fırça seti SİGMA'nın (Mrs Bunny Essential Kit) serisi, ama araştırmalarım sonucunda AMWAY, ARTİSTRY fırça setininde mükemmel olduğunu ve fiyatlarınında bana göre uygun olduğunu öğrenince hiç zaman kaybetmeden aldım... 6 adet fırçadan oluşan bu set'in içinde fazla seçenek yok, ancak bir fırçayı iki veya üç amaçlı kullandığınızda işinizi rahatlıkla görecektir...

 

20 Mart 2014 Perşembe

yüz temizliyi

birçok bayan günlük makyajını ihmal etmez ama yüzünü temizlemeyi pek önemsemez. halbuki önce sağlık, sonra estetik bakımından, yüz temizliyi önemli bir konum taşıyor. aslında yüzümüzde gözle görünmeyen okadar zararlı kalıntı ve mikrop varki, cildimizi ciddi anlamda yaşlanma ve sivilcelenme bakımından olumsuz etkiliyor. birçoğumuz yüzümüzü sadece yıkıyarak temizlemeyi tercih ediyoruz, ama büyük bir yalnış. cildimizdeki siyah noktaları, yağlanmayı, ölü hücreleri, makyaj kalıntılarını ve gün içinde yüzümüze bulaşan sayamıycağım birçok mikrobu, sadece su,
temizlemeye yetermi sizce, tabiki yetmez. yüz bakımımız için piyasaya sürülmüş birçok uygun fiyatta temizleme ürünleri mevcut. gerek temizleme jeli, gerek tonik, gerekse temizleme sütü; kuru, yağlı, karma, cilt tipinize uygun olanını seçin ve eyer yüzünüze bu uygulamayı yapmıyorsanız bugünden itibaren başlayın, sağlık ve görüntü bir kenara dursun yüzünüzün oksijen aldığını ve ferahladığını hissedeceksiniz...

19 Mart 2014 Çarşamba

kekik salatası

namıdeyer ''yeşil zahtey'' benim güzel memleketim antakyam'a ait bir salata. bizim mutfak kültürümüzün vazgeçilmezlerinden. aynı zamanda eşimin en sevdiyi salata türüdür :) yapımı çok pratik, sofranızda ister salata, ister garnitür, nasıl yemek istiyorsanız o şekilde tüketin...

malzemeler:
2 adet yeşil soğan, (eyer soğan yoksa 2 adet yeşil sarımsak)
2 adet normal büyüklükte domates

1 limon yarım çay bardağı zeytin yağı tuz

yapılışı:
ayıklanmış ve yıkanmış kekileri bir tahta yardımıyla doğrayıp, derin bir kaba koyun, daha sonra doğranmış yeşil soğan ve domatesleri kekiklerin üzerine ilave edin. limon, zeytinyağı ve tuzuda katarak, iyice karıştırıp bir tabakta servis edin. afiyet olsun...

bebeklerin ağlama nedenleri

sizce bir bebek neden ağlar? karnı açsa, gaz sorunu varsa, altını pisletmişse, bu üçlü, bebek ağlama nedenlerinin en başında gelir. elbetteki ağlamanın başka nedenleride olabilir. burda anneye büyük görevler düşüyor, bebeyinin ağlama nedenini bilmek onun işi. bu işte uzman olmıyabilirim ama 3 çocuk doğuran ve hala büyütmekte olan bir anneyim, deneyim insanın görebileceyi enbüyük derstir, bende bukonudaki deneyimimi paylaşacak olursam bebeklerimden, yiyenlerimden ve çevremdeki diyer bebeklerden gözlemlediyim isteye göre ağlama çeşitleri:

1-bebek açsa: huzursuz bir ağlayışla, sağa sola dönerek aranmaya başlar. ağlarken arada oküçücük yumuk yumuk ellerini ağzına götürerek yalanır ve bu durum bebeyin aç olduğunu gösterir...

2-gaz sancısı (kolik): yenidoğanların en büyük sorunudur. bebek birden ağlamaya başlarsa ve ağlaması gittikçe şiddetli bir hal alırsa büyük ihtimalle bebek gaz sancıları çekiyordur. gaz sancısı çeken bebek gerçek gözyaşlarıyla ağlar. ayrıca gaz sancısı olan bebeyin kilo alımı ve gelişme durumunun iyi yönde olduğunun habercisidir...

3-bezini kirletmişse: huzursuz ve sahte bir ağlama tarzıyla annenin dikkatini üzerine çekmeye çalışır...


    Her ağlama, kendine özgü frekans, enerji seviyesi, şiddet gibi ölçülebilir değerler taşı


 
 tabiki bebeklerin ağlama nedenleri bu 3'lü ile sınırlı olmayıp, akla bile gelmiycek bir sürü nedenden
dolayı olabilir. gelin ozaman diyer olasılıkları bir gözden geçirelim...

diş çıkarma, huzursuzluk, ilgi istemesi, ateşlenme, yalnızlık hissi, uyku vs...
diş çıkaran bebek, diş eti ağrılarıyla beraber baş ağrıları ve ateşlenme problemleri yaşar, e doğal olarakta acı hissetiyi için ağlar. bu durum karşısında doktorunuzun tavsiyesi ile bebeyinize vereceyiniz ateş düşürücü ağrı kesiciler ve dişeti jel'leri bebeyinizi rahatlatacaktır...

huzursuzluk genelde, aşırı sıcaktan yada aşırı soğuktan, fazla yüksek seslerden veya fazla sıkı giyimden gibi nedenlerle yaşanır ve bebek ağlamaya başlar. bu tip durumlarda, bebeyinizi kucağınıza alıp, sallanan bir sandalyede oturup başını okşayın kokunuzu almasını sağlayın, bebek sakinleşecektir...

yalnızlık bebeklerin en sevmediyi piskolojik durumlardan bir tanesidir. genelede bebeklerin sessiz bir ortamda olması gerektiyine dair yalnış bir inanış vardır. oysaki bebekler anne karnında 9 ay boyunca kalp atış seslerine alışıktırlar. doğduktan sonra sessiz ortamlar, kendilerini yalnız ve terkedilmiş hislerine kapılıp ağlamalarına neden olacaktır...

not: sevgili anneler, size sunduğum deneyimlerim ve bilimsel araştırmalar biyere kadar. bebeyinizi çözmek, onun neyi nezaman ve nasıl istediyini bilmeniz ve anlamanız aslında hiçte zor deyil. yavrunuz ile aranızda olan o duygusal ve ruhsal bağınız, iletişiminizin rahat olmasınıda sağlıyacaktır. yeterki soğuk kanlı olun ve bebeyinizden sıcaklığınızı eksik etmeyin...



18 Mart 2014 Salı

bebeyimi nasıl beslemeliyim

yaşanılması gereken en güzel duygulardan bir tanesidir, bebeyinizi kucağınıza ilk defa aldığınız an, evet işte o an, tarifi edilemez bir durumki, 3 çocuk annesi olmama rağmen her doğum sonrası, anneliyi ilk defa yaşarcasına yoğun duygulanıyorum. hatta hiç unutmam en küçük oğlum doğum sonrası, daha taburcu olmadan sarılıkta 13 gün yattı. sarılık derecesini düşüremiyorlardı, buyüzden bana emzirmeyi yaskladılarki, bebeyim ışık altında daha fazla kalsın ve sarılığı düşsün. bu yasak süreci benim için tam bir işkenceydi sütümü sağarak hemşirelere veriyordum onlarda biberon yoluyla bebeyimi doyuruyordu, ama bu bana yetmiyordu, bebeyimi kucağıma almak kokusunu içime çekip onu emzirerek kendim doyurmak istiyordum. e lausa bir kadın böyle bir sürece girerde ağlamazmı :D oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibiydim resmen, taki bir sabah sarılık tahlilleri düşük çıkması sonucunda eşim sevinçle yanıma gelip ''canım hemşireler artık emzirebileceyini söyledi'' diyene kadar ... buda benim doğum sonrası anılarımdan bir tanesiydi, paylaşmak istedim. çünkü bebeyin alabileceyi en sağlıklı besin anne sütüdür ve annesiyle ilk iletişimi bu yöndedir. bebeyinizi emzirirken onunla gözgöze olduğunuz o an, o haz'ı başka hiçbir şayde bulamazssınız. ha bide kilo alacam göyüslerim bozulacak endişesi vardı demi ? inanın bana ne kilo alıyorsunuz nede göyüsleriniz bozuluyor. 3 çocuk annesiyim beni ilk defa gören herkes şaşırıyor ve anne olduğuma bile inanmıyorlar, fiziyim gayet düzgün. ama bozulacağını bilsemde bebeyimi yinede emzirirdim, sağlıklı bir evlat için deymez mi?..

sağıklı beslenen bir bebek için yapmanız gerekenler:
1- bebek doğduktan ilk yarım veya bir saat içinde emzirilmeli, başlarda çok az sarı süt gelecek sonra bebeyiniz emdikçe düzene girecektir. bebek memeyi tutmak istemezse veya tutamazsa ona yardımcı olmanız gerekecektir, hemen pes etmeyin biraz sabır işi...

2- ilk altı ay sadece anne sütü yetecektir, bu altı ay emzirme sürecinde patron bebektir o ne zaman acıkırsa o zaman doyurun. emzirme saatleri uygulamayın, bebeyinizin acıkıp acıkmadığını saatler deyil bebeyiniz bilir, daha şimdiden beslenme kurallarına hapsetmek onu sadece üzer...

3- altı aydan sonra, anne sütünü tamamlıycak besinler ile birlikte 2 yaşına kadar emzirmeye devam edilmelidir...